Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Biz karada yaşayanlar inci ve mercanı vitrinde görürüz. Balıkları da ya akvaryumda ya da bir balıkçı tablasında tanırız. Deniz dibinde yaşıyor olsaydık inci ve mercanı, balıkları ve deniz yosunlarını başka türlü tanırdık. Onları asıl yerlerinde seyreder; onlarla kendi yuvalarında tanışırdık. Diri, taze ve kıpır kıpır bir hayatın ortasında tebessüm ederlerdi bize. Oltaya dizilmiş, ağa takılmış, dondurulmuş, hafif soluklaşmış balıklar, orada, hayatın kaynadığı yerde kim bilir ne sıcak parıltılarla dokunurdu tenimize. İnciler başka türlü parlardı sedefinin içinde, mercanlar koyu mavi derinliklerde başka türküler söylerdi. İnci ve mercanın tazeliğine erişmenin, balık ve yosunun pak dokunuşlarını hissetmenin bir bedeli var: Gavvas olmak. Yani, ıslanmak. Yani, ayaklarımızı sahilden biraz ileri götürüp suya daldırmak. Yani biraz daha ilerleyip bütün bedenimizle denize dalmak gerekiyor. Dalgıç olan, ıslanmayı göze alan, denizde yitmeye razı olan vitrinlerdeki, kasalardaki, olta ve ağlardaki donuk ve soluk hayatların aslına inebilir.